29 Mart 2010

Yollar Çağırıyor Şimdi

Yollar çağırır bazen; hesapsızca, hiçbir bahanesi olmadan, nedensiz çağırır. Yeryüzünün evrensel mektuplarıdır yollar, kimi zaman silinmeye yüz tutmuş yaya şeritleriyle, kimi zaman mavinin arzulu dalgalarıyla, kimi zaman ise kıvrak rayların süprizleriyle çağırırır yolcularını.

Yolcular, sırt çantasını bir vatan gibi kuşanan vatansız konuklarıdır yeryüzünün. Bir içten tebessüm, her anı keşfetmeye adanmış bucaksız bir merak, uykulardan, gecelerden sağaltıp şehirlere, meydanlara çarpan bir yürektir. Yeryüzünün bin dilli dilsizleridir lakin. Ve ellerinin, ayaklarının acemi zigzaglarıyla, her daim keşfe dalan bakışlarıyla, ele verirler kimliklerini. Yaş, ırk, dil, din, cinsiyet yazmaz kimliklerinde, iki hece ile ve özetle: Yolcu.

Yeryüzünün evrensel sahipsizi. Atlasların gizli müdavimi.
Yoldan gelip yola gidecek olan. Bir yolda giderken önceki yollarının özlemleri, sonraki yolculuklarının düşlerine karışan, yolda olduğu için mutlu, yola düştüğü için gururlu, her yeni durakta yeni bir iç zafer kazanan bir canlı türü. Ayakların resmi geçidi. Beynin eylemlilik hali. Şimdiki zamanın şahlanışı. Yabancının en tanıdık sureti. Yüzlere karışıp yeryüzünde unutmak kendi yüzünü. Yemenin, içmenin, uyumanın ve uyanmanın en aç, en doyasıya hali. İnsanın içindeki yolları keşfetmesi, insanın kendine en kestirmeden gidebilmesi belki. Belki de 'ol' fiiline anlam katan, onu pratiğe döken, kimi zaman çift, kimi zaman da tek şeritli Y'nin alfabetik sürüncenemi. Sadece ismini işitmek bile ereksiyonun zirvesi. Benzetmelerin kifayetsizliği.

Yollar çağırıyor işte, kıvrılıp giden bir rayın sonsuza düşen izinde, vagonların alışılmadık melodisinde. Yollarda olmak lazım şimdi, isimsiz yoldaşlar tren garlarında, salaş hostel odalarında, bir viski şişesinin kenarında bekler bizi. Ara sokaklar bir lirik apartmana, bir egzotik lokantaya, bir epik hayata, bir tirajik meydana ulaştırmak için sabırsızdır şimdi. Kasabalar, ücra köşeler, adsız şehirler, coğrafya kitaplarına inat başkentlere aldırışsız baştan çıkarıcı kokularını sürünmüştür şimdi. Ritüeller, el emekleri, sabırlı insan yüzleri filizlenmiştir hani.
İçinde ne olduğuna aldırışsız takıp sırt çantalarını, yollara düşmenin zamanıdır şimdi.

Yollar çağırıyor şimdi, en az 10 dilde merhaba diyebilmenin, en az 10 dilde dolu dolu gülebilmenin, paylaşabilmenin, en az 10 dilde şaşmanın, bilmeden koşmanın, kaybolmanın, en az 10 dilde sevebilmenin, hayal edebilmenin zamanıdır şimdi.


Yollara düşmenin zamanıdır şimdi...
5 yolayazmak / on the road: Yollar Çağırıyor Şimdi Yollar çağırır bazen; hesapsızca, hiçbir bahanesi olmadan, nedensiz çağırır. Yeryüzünün evrensel mektuplarıdır yollar, kimi zaman silinmey...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder