30 Mayıs 2010

Yolların Ezgileri: 'Five Spirits'

Bir sokak arasında ansızın beliren yolların o buluşturan ezgileri, naif renkleri; sokak müzisyenleri. Yolların süpriz yankısı, tanımadık yakınlığı, müziğin sokakla, hayatla reveransı. Yolda olmanın, yolda kalmanın o içten çağrısı...
Baba ve üç oğlundan oluşan Ekvatorlu Kızılderili müzik grubu 'Five Spirits' (Beş Ruh) İstanbul'un İstiklal Caddesine de yeni bir ruh kattı.

5 yolayazmak / on the road: Mayıs 2010 Bir sokak arasında ansızın beliren yolların o buluşturan ezgileri, naif renkleri; sokak müzisyenleri. Yolların süpriz yankısı, tanımadık yak...

27 Mayıs 2010

Yol

Yol hep gitmeyi mi anlatır? Dönmektir de bazen..
Kiminin yolu Konya'nın kucak açmış ovasına, kiminin Antep'in moruna, Urfa'nın sarısına, Diyarbakır'ın uzağına, kiminin ki ise şehirsizliğe, yol'suzluğa çıkar. Bayramdır yol. Hasrettir ve çokça da kavuşamamaktır. Bir hafta da sürecek olsa; umuttur yol.
Elde bir adres, seyirde devinen bir dünya, mahpushane aklında, teninde, her adımında. Seyit Ali, Mehmet Salih, Mevlüt, Ömer, Yusuf. Coğrafyanın sancısı çok zamanı kıt yolcuları. Hem bayram hem seyran mahkumları. Otobüsün, trenin, minibüsün zamansız konukları. Ne varsa içlerinde; özlem, sevda, nefret, şehvet, sorular, sesler, isimler, hepsini son duraklarına saklayan suskunlar. Ve inip son durakta hepsini bir kerede söyleyen zamansız yolcular.
Tarık Akan'ın, Şerif Sezer'in don tutan heceleri, Halil Ergün'ün yabancılığı, Zülfü Livaneli'nin Sebastian Argol namı ile gizli ve derin notaları.
1982'de Yol, Anadolu'dan Fransa'nın Cannes şehrine doğru ilerlerken Altın Palmiye ödülünü paylaştığı Kayıp filminin yönetmeni Costa Gavras: ''Bir yönetmen hapishaneden film çekiyor, işte gerçek olan budur'' diyecektir. O yönetmen, hapishaneden yazdığı ve yönettiği filmin ödülünü ülkesinin yollarına ithaf ederken o yollara bir daha geri dönmesi mümkün olmayacaktır.
Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu, yaşamına bir yol çizme çabası içinde iken bir film izlediğini ve o filmin kurgusu ve senaryosuyla kendisine Paramparça Aşklar ve Köpekler, 21 Gram ve Babel filmlerini çekme yolunu açtığını belirtir.
O film
Yol'dur.
Ve yol'un Çirkin Kral'ı Yılmaz Güney, memleket yollarına hasret, dolaştığı Paris sokaklarında rastladığı arkadaşına kendi yol'unu anlatır:
''Ben de kalmaya gelmedim buraya. Bir gün mutlaka döneceğim. Sen de dön. Bil ki ülkende çekeceğin en kötü film, burada yapacağın başyapıta yeğdir. Güle güle...''
5 yolayazmak / on the road: Mayıs 2010 Yol hep gitmeyi mi anlatır? Dönmektir de bazen.. Kiminin yolu Konya'nın kucak açmış ovasına, kiminin Antep'in moruna, Urfa'nın...

13 Mayıs 2010

Kal Sancısı

Her vakit o pencere kenarında imiş gibi tanıdık, her tanıdık kadar da yabancı. Trenin istikametinin bir önemi yok, gidiyor olması yeterli. Bir trenin pencere kenarında kalmak ve sonra başka bir pencere kenarına koşmak. İşte onun için yolda olmak. Yol'a çocukluğun o kırık dökük, renkli, renksiz bütün harflerini sığdırmak. Belki bir vagonda bırakmak sonra, belki de ne zaman trenle seyahat etse bavulun bir kenarında yanında götürmek. Bir tren yerinde, bir makinist düdüğünde, eskinin o tanıdık kokusuyla karşılaşmak. İçine çekmek bazen, bazense hiç aldırmamak. Kal sancısı; yüzünü yeniye dönmek ile dönmemek arasında, şimdide. Yolda.
5 yolayazmak / on the road: Mayıs 2010 Her vakit o pencere kenarında imiş gibi tanıdık, her tanıdık kadar da yabancı. Trenin istikametinin bir önemi yok, gidiyor olması yeterli. B...

1 Mayıs 2010

Yolcunun Tutkusu: 1 Mayıs


Yollar buluşturur yolcularını bazen de meydanlarda. Bazen bütün yollar sadece meydanlara çıkar. Doğu, batı, kuzey, güney aynı meydanda buluşur; aynı coşku, aynı heyecan, aynı ses için. 32 koca yılın ardından Türkiyede'de Taksim Meydanı kavuştu yolcularına. Bazen en çıkmaz sokak, en zorlu viraj, en tehlikeli geçit yolcunun yol tutkusu ile güze çıkar. Yolların tutkulu yolcularına saygıyla...

5 yolayazmak / on the road: Mayıs 2010 Yollar buluşturur yolcularını bazen de meydanlarda. Bazen bütün yollar sadece meydanlara çıkar. Doğu, batı, kuzey, güney aynı meydanda buluş...