13 Mayıs 2010

Kal Sancısı

Her vakit o pencere kenarında imiş gibi tanıdık, her tanıdık kadar da yabancı. Trenin istikametinin bir önemi yok, gidiyor olması yeterli. Bir trenin pencere kenarında kalmak ve sonra başka bir pencere kenarına koşmak. İşte onun için yolda olmak. Yol'a çocukluğun o kırık dökük, renkli, renksiz bütün harflerini sığdırmak. Belki bir vagonda bırakmak sonra, belki de ne zaman trenle seyahat etse bavulun bir kenarında yanında götürmek. Bir tren yerinde, bir makinist düdüğünde, eskinin o tanıdık kokusuyla karşılaşmak. İçine çekmek bazen, bazense hiç aldırmamak. Kal sancısı; yüzünü yeniye dönmek ile dönmemek arasında, şimdide. Yolda.
5 yolayazmak / on the road: Kal Sancısı Her vakit o pencere kenarında imiş gibi tanıdık, her tanıdık kadar da yabancı. Trenin istikametinin bir önemi yok, gidiyor olması yeterli. B...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder