17 Şubat 2010

İçinden Yol Geçen Türkü

Yollar beraberinde kendi müziklerini de getirir. Bir Doğubeyazıt kavminde çatlayan buzlara eşlik eden müzikle, torosta ve antitorosta ter şıpırtısına eşlik eden müzik aynı olur mu hiç, aynı olmuş mudur? Veya Van istikametine giden otobüsün kaptanı ile, Akdeniz coğrafyasına seyirten otobüsün kaptanı aynı müziği dinler mi, dinlemiş midir?
Yollar kendi ezgisini de buldurur yolcuya. Bazen klasik müziğin virajlı tınıları, bazen arabeskin dik yokuşları, bazense rock'ın patikaları...
Bazense hep ve tek bir müzik, sadece o ve o kulaklarımızda... Türkiye müziğinde ve topografyasında 80' kuşağının sadık bir yol arkadaşıcvar. 80' kuşağının aldanmadığı ve aldatılmadığını hissettiği nadir renklerden kendileri. Yollar onların tınılarında söze geldi ve onlarla anlam kazandı.
'Yollardan sonra, yıllardan sonra'da bize 'hep başbaşa olmayı' hatırlatan, 'vira vira' demir aldıran dünyalarımıza, 'içindeymişik yeşilmişik, sazmışık' dedirten yol arkadaşımız: Yeni Türkü.
Yolcu olupta Yeni Türkü ile hasbihal etmemek mümkün müdür? Bir ayrılığın yolunu, bir sevincin, bir özlemin yolunu Yeni Türkü'yle baş edebilir çünkü insan. Başedebilir arzu ve kıvama göre bir 'Nakka' ile bir 'Mamak Türküsü' ile 'Rüzgar'da, 'Ağır kapılar'dan geçerek ve 'Başka türlü birşey' yaşamayı umarak.
Ne zaman Yeni Türkü'den bir parça çalsa, sırt çantalarını takıpta bir yerlere gitmek arzusu uyanır insanda, nereye olduğunu bilmenin çok önemli olmadığı bir yere gitmek. Kime olduğunun, kimin olduğunun çok önemli olmadığı bir yere gitmek.
Gitmek çünkü onlardan kerelerce dinlediğimizden ötürü: 'yollar bize memleket'
5 yolayazmak / on the road: İçinden Yol Geçen Türkü Yollar beraberinde kendi müziklerini de getirir. Bir Doğubeyazıt kavminde çatlayan buzlara eşlik eden müzikle, torosta ve antitorosta ter şı...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder