16 Şubat 2012

Delliğe Övgü ya da onaltışubatnotları

*Ağustos'tan Şubat'a geçen zamanın tahlilini Şükrü Erbaş yapıyor: ''Karın kapattığı yollarda / Yalnızca serçelerin kanat izleri /Bir tek pencere görünmüyor ufukta / Gittikçe ağırlaşıyor hiçlik duygusu.''
Bu hiçlik duygusundan bizi zaman zaman da olsa uzaklaştıran deliler iyi ki var. Ve o delilerin en netamelisi, gezgin, Sri Lanka'da mahpus, etimolojinin fırlaması, küçük otellerin gavur hocası Sevan Nişanyan.
*Fikrine, yapımına ve fantezisine ortak olduğu İzmir Şirince'deki Matematik köyünden yukarıdaki kaya manzarasına bakarken burada birşey eksik diyor ve fotoşop marifetiyle Fethiye'nin Yaka köyünde bulunan Likyalılar zamanının Bellerofon Mezarını örnek alarak böyle bir yapı hayal ediyor.
15 Nisan 2009'da taşa ilk çekici vurarak işe koyulan Nişanyan 19 Şubat pazar günü kaya mezarın açılışını yapacak. Törende helva ve sınırsız miktarda şarap vaat eden Nişanyan eseri; Kayserkaya mevkiinde yekpare kayadan oyulan mezar, altı metre yükseklikte ve dörtbuçuk metre eninde İyon tarzı bir tapınak cephesine sahip diye tanımlıyor. Alliaonai'si sular altında kalan İzmir ikibin yıl sonra bir kaya mezarına kavuşuyor. Tabii koruma kurulu, özel idare kurulu gibi bürokratik zavallılıklar izin verirse. Şimdiden kayayı sit alanı ilan etmişler bile. Davalar eli kulağındadır diyor Nişanyan ve ekliyor öldükten sonra bu mezara gömülmeyi şimdilik düşünmüyorum. Bu konudaki soruları öldükten sonra düşünürüz. Kaya mezarın yapım sürecini buradan ayrıntılı bir şekilde okuyabilirsiniz. *Gazella Travel Designer şirketi ''Gazella ile 3 Kıta 1 Blogger'' adı ile bir gezi yarışması düzenliyor. Başvuru süreci 2 hafta olan yarışmaya katılmak için blogunuzda üç adet gezi yazısı olması gerekiyor. Daha sonra halk oylaması ile ilk 10'a kalan blog yazarları ayrıntılı olarak gitmek istedikleri yer ile ilgili hayallerini yazacak ve jüri değerlendirmesi ile birinci seçilen aday, Gazella tarafından bütün masrafları karşılanmak üzere yaklaşık 2500 avro değerinde bir tatil kazanacak. İkinci ve 3. seçilen finalistler de tatil hediyesi ile ödüllendirilecek.
Yarışma jürisinde bulunan Özlem Pansiyon teyze oldum, abla oldum beni jüri yaptılar şeklinde bir yakınma yazısı yazmış ama Türkiye'deki ilk ve hala tek samimi seyahat bursunu organize etme deliliğini sürdürdüğü için hala hepimizden genç olduğu aşikar. Bir gezi şirketinin seyahat bursu organize etmesi güzel ama bir pansiyon sıcaklığını ve samiyetini hissetmek oldukça güç. Şirket hayallerimizi gerçekleştirmemizi vaat ediyor, pansiyon ise yola çıkmamızı.
Yola mı çıkmak istiyoruz büyük hayaller gerçekleştirmek mi?

*Metin Yeğin Bolivya'dan seslendi: ''Normal bir gece yolculuğuydu. Otobüs karanlığın içinde ilerliyor. Bir yerde durunca, pencerelerinin önü tavuk, pilav, cola, su ve meyve kompostosu satıcılarıyla doluyor, biraz uzun durursa herkes inip sağa sola işiyordu. Kocaman açılan camların yanında çardakta uyur gibi yıldızlara sarılıp gidiyorduk. Bir ara çok uzun durdu. Böyle bir durumda, hemen diğer yolcuları kontrol etmek gerekiyordu çünkü bir kere Arjantin’de bizi otobüste unutmuşlardı. Bütün yolcular uyuyordu. Sorun yoktu. Muhtemel, bir barikatla yol kesme olmalıydı. Otobüs böyle durumlarda biraz geri gidiyor, bir dağ yoluna ya da sadece dağa sapıp gidiyordu. Açık kapalı camlardan, üst ve alt kapaklarından ve her yerden içeri toprak yağıyordu. Gözümüzü toprağa doyuruyordu. ...Garip bir dünya. Grev hakkı gibi bir barikat hakkı gelişiyor. İzinsiz gösteri düzenleme hakkı gibi, bu origamik demokrasinin bir kenarına sığışıyor. Sevinmeli belki. Fener alayları düzenlemeli ama mutlaka yollar kesilmeli. Gerçek ya da temsili hak arama milisleri, çalışma planları, iş, ekmek ya da dört çeker araba ruhsatları. Artık hepimiz, bütün dünya, Köroğlu çocukları...''

*Yollarda görüşmek üzere, Şirince'ye gidenler kaya mezarına nazır bir kadeh de bizim için şarap içsin.
5 yolayazmak / on the road: Şubat 2012 *Ağustos'tan Şubat'a geçen zamanın tahlilini Şükrü Erbaş yapıyor: ''Karın kapattığı yollarda / Yalnızca serçelerin kanat izl...